Covid 19 un dünya genelinde yarattığı yoksulluğa değinen ODTÜ Öğretim Üyesi Helga Rittersberger Tılıç Yoksulluğun Bomonti Escort özellikle çocuk ve kadınlar arasında yaygınlaştığını vurgulayabiliriz diyor
SETENAY KIZILKAYA
Koronavirüs geçen yılın ocak ayından beri hayatımızın en önemli parçası Salgın nedeniyle birçok insan eve kapanmak zorunda kalırken bu dönemde Bomonti Escort Bayan yurttaşını en az destekleyen ülkelerden biri Türkiye Cumhuriyeti oldu Ücretsiz izin kısa çalışma ödeneği gibi patron yanlısı uygulamaların yanı sıra yardım adı altında yurttaşlar bankalara borçlandırıldı Dünyada ise yoksulluk ciddi Escort Bomonti boyutlara ulaştı Orta Doğu Teknik Üniversitesi ODTÜ Sosyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Helga Rittersberger Tılıç ile Covid 19 sonrası artan yoksulluk ve eşitsizlik üzerine konuştuk
Covid sonrası toplumda yaşanan değişimleri özellikle artan yoksulluk üzerine etkilerini nasıl yorumlayabiliriz
Çok homojen bir toplumda yaşamadığımızı biliyoruz özellikle sınıfsal açıdan toplumsal cinsiyet açısından etnik köken açısından yaş açısından çok büyük farklılıklar var Covid döneminde toplumun daha dezavantajlı kesimlerinin şüphesiz sadece Türkiye de değil tüm dünyada çok daha zor bir süreçten geçtiğini biliyoruz Bu durumda sosyal bilimler literatüründe iktisatçıların da ağırlıklı olarak vurguladığı bir nokta var Yoksullar daha da yoksullaştı Hangi ülke olursa olsun Tabii ki dereceleri kademeleri ve yoksulluk ölçekleri farklı olabilir Göreceli olarak farklılıklar vardır Bunlara da değineceğiz
Helga Rittersberger Tılıç
Covid gündelik hayatımızda ne gibi değişiklikler yarattı Yakından izlediğiniz Almanya ve Türkiye arasında ne gibi farklılıklar görüyorsunuz
Bundan iki buçuk yıl önce kimse karantinaların yaşanacağı dükkanların kapatılacağı uçakların uçamayacağı otobüslerin gidemeyeceği bir dünya hayal edemezdi bu en fazla bilim kurgu filmlerinde olurdu Şimdi bütün bunlara alıştık ama tabiki burada bir şey gördük Az önce de bahsettiğim gibi bu süreçte var olan eşitsizlikler daha da derinleşti daha da yoğunlaştı Kabaca gündelik hayatımızı etkileyen dört alana odaklanalım sağlık eğitim iş ve konut
Sağlık konusunda uluslararası istatistiklere analizlere de baktığımız zaman Covid den daha çok yoksulların öldüğünü görüyoruz Bunun bin bir sebebi olabilir Zaten var olan kronik hastalıklardan kaynaklanabilir iyi yaşam koşulları aşılanma ve hizmetlere erişim eksikliğinden olabilir Örneğin bu dönemde tipik kampanyalardan biri iyi korunmak için iyi beslenmek üzerineydi
Eğitim konusunda da ciddi anlamda eşitsizlikler görüyoruz Sadece Türkiye üzerine konuşmuyorum Almanya da buna dahil Orada da işçi sınıfının çocuklarının daha dezavantajlı durumda olduğunu görüyoruz Çünkü herkesin evinde bilgisayarı ya da internete ulaşma imkanı yok Almanya daki model Türkiye dekine kıyasla ağırlıklı olarak bilgisayar sahipliği üzerinden ilerliyor Ancak şu da var Almanya da okulları tümüyle kapatma politikası çok çok geç başladı ve çok sınırlı tutuldu Türkiye deki gibi okullar 2 yıl hiç yokmuşçasına kapanmadı Üniversiteler kapandı ama özellikle ortaokul ve lise düzeyindeki okullar kolayca kapanmadı Bir yandan eğitim bireysel sermayeye bilgisayar sahipliğine dayanıyor ancak diğer yandan kamu hizmetini de olabildiğince sürdürmeye çalışıyorlar ve zannediyorum uzun vadede bakınca daha başarılı çıkıyorlar
Özellikle iş güvenliği az olan ülkelerde Türkiye gibi ve sektörlerde çalışanlar en dezavantajlı konumdaydılar Çünkü çok büyük risklerle hayatlarını sürdürmek zorundaydılar Yani işçi bu süreçte fabrikasına gitti inşaatta da çalıştı Orta sınıfın üstü için de ciddi kısıtlamalar vardı yok demiyorum Onlar da zorluklar yaşadılar ama en azından home office koşullarını sağlayabildiler Almanya da ise bu dönemde kısa dönemli iş Kurzarbeit olanaklarının azalmasıyla öğrencilerin daha fazla yoksullaştığını görüyoruz
Konut konusunda ilginç bir nokta var Almanya dan örnek vermek gerekirse Almanya da ev sahipliği önemli ama kiracılığı çok çok önemli En son bununla ilgili bir rapor gördüm Yoksullaşan Almanların Covid akut dönem içerisinde ev kirasını ödeyemedikleri için kira erteletmeleri uzun süre yapıldı ancak şimdi bunun sonu geldi Ve şu anda birçok kişinin evinden olmasından korkuluyor Bu bağlamda özellikle konut konusunda devletin sosyal desteğinin gerekli olacağı konuşuluyor
Devletler bu dönemde ekonomik olarak nasıl etkilendiler ve Covid le baş etmek için ne gibi stratejiler uyguladılar Yapılan devlet yardımlarını nasıl değerlendiriyorsunuz
Pandemi sürecinde tüm dünyada ekonomilerin aşağıya gittiğini gördük ama Türkiye gibi ülkelerin pandemi öncesinde de durumu çok parlak değildi Pandemiyle birlikte bu sorunlar yoğunlaştı Covid sürecinde yapılan devlet desteklerinden söz etmek gerekirse biliyoruz ki bütün kapitalist dünyada desteğin çoğu sermayeye gitti Bankalara şirketlere çok büyük destekler verildi Orta büyüklükte ve küçük esnaf ikinci üçüncü sırada kaldı Ama tabii ki bir yandan tekrar bakınca önemli bir payın nüfusa da dağıtıldığını görüyoruz Örneğin Amerika da yüzde 25 direkt aynı nakit para yardımı yapıldı Almanya da da yapılan yardım o civarlardaydı Yunanistan da ise bu rakam yüzde 21 di Bunlar önemli yatırımlar Ama tabii ağırlıklı olarak daha dolaylı mekanizmalar vergilerin azaltılması ya da taksitlendirilmesi gibi stratejiler kullanıldı
Covid döneminde bireysel yaşamımızda ne gibi değişiklikler oldu Yapılan kısıtlamalar hayatımızı nasıl şekillendirdi
Pandemi döneminde şöyle ilginç bir değişiklik gördük Hepimiz bir şekilde izolasyonu kabul ettik Otoriter kararlara uyum sağladık ve sağlıyoruz Özellikle Türkiye de yapılan uygulamaları ben oldukça şaşırtıcı buldum ve bu süreçte gençlere ve yaşlılara çok büyük bir ayrımcılık yapıldığını düşünüyorum Haftalarca aylarca 20 yaş altı ve 65 yaş üstü olanlar eve kapatıldı Bir denetleme gerekli değil mi Tabii ki gerekli ama denetimin nasıl uygulandığı ve nasıl kabul gördüğü de aynı derecede önemli
Bu süreçte yalnızca yasaklamalar olmadı Aynı zamanda bir tahakküm kontrol gözetim ve denetim mekanizması da devreye girdi Artık nerde ne zaman olduğun ne yaptığın çok daha kolay takip edilebiliyor
Bütün bunları sadece Türkiye için söylemiyorum Ama örneğin Almanya ile tekrar kıyaslarsak mekanizmaların farklı işlediğini görebiliriz Orada da yasaklar vardı ama hızlı test yapma olanakları da mevcuttu Ayrıca belli koşullar içerisinde toplumun her kesimi birer ikişer kişiyle temas halinde olabildi Yani daha katmanlı bir sistem vardı ve bu hiç kimsenin 65 yaş üzeri dahil 7 8 hafta boyunca akrabalarını fiziksel olarak göremediği bir sistem değildi
Ayrıca Almanya da Covid in yoksulluk üzerindeki etkileri hakkında neler söyleyebiliriz
Covid sürecinde Almanya da da yüzde 17 18 civarında yoksullaşan bir kesimden söz ediyoruz Ancak bu kesim Türkiye deki yoksullardan farklı Çünkü destekleme mekanizmaları iki ülkede farklı tüm liberalleşmeye rağmen Almanya da bu sosyal destek mekanizmaları hala güçlü işliyor
Ona rağmen geçen gün UNICEF in bir raporunu gördüm Pandemi öncesinde dünyada çocuk yoksulluğu yüzde 47 ydi Pandemiden sonra yüzde 56 dan bahsediliyor Burada yüzde 9 luk bir çocuk yoksulluğu artışından söz ediyoruz Yoksulluğun ölçülmesi sadece gıda besin ile sınırlı değil okul konut da dahil Ancak yine de bu uluslararası ölçek içerisinde çok korkunç bir tablo Bu bağlamda yoksulluğun özellikle çocuk ve kadınlar arasında yaygınlaştığını vurgulayabiliriz Bir de çok dramatik bir nokta daha var Almanya da en yoksul insanların sosyal yardım yasası Hartz phere a göre gündelik Euro hakkı 4 70 Euro Bununla en fazla iki tane sağlam FFP2 maskelerden alınabiliyor Görülebildiği gibi kendini korumak için en güvenilir maskeye erişim yoksullar için çok mümkün olmuyor Onun dışında önemli bir nokta daha var Bu yoksullaşan yüzde 17 18 lik nüfus içinde kadınların oranı erkeklerden daha yüksek ve özellikle göçmen kökenli olanların yüzde 27 Alman pasaportu olmayanların ise yüzde 35 daha yüksek Yani toplumda kademeli olarak Alman kadın çocuk göçmen kökenli kişiler ve Alman pasaportu olmayan kişiler şeklinde bir sıralama görüyoruz Böyle baktığımız zaman aslında bizim her zaman vurguladığımız var olan sınıfsal etniksel toplumsal cinsiyet yaş farklılıklarının yarattığı eşitsizliklerin derinleştiğini açıkça anlıyoruz Bütün bunların ilginç bir şekilde küresel bir boyutu var Biz hep küresellikten bahsettik onun ne kadar muhteşem olabileceğini söyleyenler de oldu Ama en sonunda bu tam tersine döndü pandemi döneminde ülkeler bölgeler kentler şehirler geçişkenlikler sağlanamayınca daha kapalı olmaya başladı Bu da mikro ve makro milliyetçiliklerin yükselişine zemin hazırladı
Devletlerin bu süreçte uygulamış olduğu stratejiler arasındaki farklılıklar neydi Hangi ülkeler daha başarılı oldu
Anladık ki herkes teknik olarak Covid olabilir ancak tabii ki uygulamalar veya kendini koruma mekanizmaları arasında sınıfsal ve bölgesel olarak büyük farklar var Bu süreçte dünyada da kuzey ve güney arasındaki ayrımın daha da çatallaştığını söyleyebiliriz Ülkeler bu dönemde çok farklı politikalar uyguladı Örneğin Brezilya da adeta İnsanlar bırakın ölsün şeklinde bir yaklaşım vardı Ancak Yeni Zelanda ve Kanada gibi ülkelerde uygulamalar çok farklıydı
Pandemi küresel oldu günümüzdeki sel yangın kuraklık gibi iklim felaketleri de aynı şekilde aynı dönemde dünyanın farklı yerlerinde yaşanıyor Ancak bunlarla baş etme stratejileri yardımlar ve destekler ülkelere göre farklılık gösteriyor Bu felaketlerin yaşanmasını önlemek tabii ki en iyisi olacaktır ancak baş etme stratejileri geliştirmek de oldukça önemli Örneğin Covid in ilk dönemlerinde sürekli vaka sayısının Almanya da daha hızlı arttığı söyleniyordu Bu doğru olabilir ancak bir yandan da orta ve uzun vadeli stratejide Almanya oldukça başarılı bir aşılama örneği gerçekleştirdi Türkiye başarısız mı oldu Onu bu şekilde ifade etmek istemiyorum ilk dönemde çok hızlıydı Ancak şu anda darboğazda ve fiilen nüfusun önemli bir kesimi aşıya ulaşamıyor Bunları da görmemiz lazım
Bütün bunlara bakıp hayal kırıklığı yaşayan Biz ne yapabiliriz ki diye düşünen kişiler var Sonuç olarak sizce Covid den geleceğe yönelik olumlu ne gibi dersler çıkarabiliriz
Umutsuz bir yaklaşımı doğru görmüyorum Biraz da diyalektik baktığım için her zaman bu tür krizlerin potansiyelleri olduğunu düşünüyorum Evet bu süreçte herkes evcilleştirildi kadınlar ev kadınlaştırıldı ama şu da var Dayanışma ölmedi devam ediyor sadece farklı şekiller alıyor Yalnızca sosyal medyada değil direk alanda fiilen de yardımlar gerçekleştiriliyor Örneğin şu an kriz anında yangın bölgelerinde fiilen birçok insan nakdi yardım yapıyor Ben bu tarz örnekleri Almanya Portekiz Yunanistan gibi farklı ülkelerden de biliyorum Örneğin mahalleler yaşlı nüfusu çok da asosyalleştirmemek için kendi aralarında ortak mutfak yemek dağıtımı alışveriş hizmetleri gerçekleştiriyor Yani bu örnekler var her yerde olmasa da var Ben bu kolektif hareketin potansiyellerini Türkiye de de görüyorum Bunu fark etmemiz ve bunun üzerine maddi manevi yatırım yapmamız gerektiğini düşünüyorum Çünkü anlıyoruz ki bu salgınlar devam edecek Kolektif bir bilinç ve dayanışma olmadan bireysel olarak bu sorunu kolayca çözemeyiz Bu bilinç mahalleden sokaktan apartmandan temas ettiğin gündelik yaşam pratiklerinden başlıyor Ben fiilen aylarca ortaklaşa yemek transferi yapan apartmanlar biliyorum Bu ortak deneyimlemeler çok önemli Kolay değil ama Türkiye de bu imece kültürü var Kentte ve kırsal alanda Bunun üzerine bir strateji geliştirilebilir
Neden BirGün
Bağımsız bir gazete olarak amacımız insanlara hakikati ulaştırarak ülkede gerçek bir demokrasi ve özgürlük ortamının yeşermesine katkı sunmak Bu nedenle abonelikten elde ettiğimiz geliri daha iyi bir gazeteciliği hayata geçirmek okurlarımızın daha nitelikli ve güvenilir bir zemin üzerinden bilgiyle buluşmasını sağlamak için kullanıyoruz Çünkü banka hesabını şişirmek zorunda olduğumuz bir patronumuz yok iyi ki de yok
Bundan sonra da yolumuza aynı sorumluluk bilinciyle devam edeceğiz
Bu yolculukta bize katılmak ve bir gün habersiz kalmamak için
Bugün BirGün’e Abone Ol.
BirGün seninle güçlü seninle özgür
BirGün e Destek Ol