Malatya’da bir erkek ile Multiple Skleroz (MS) hastalığına yakalanan eşi karşılıklı boşanma davası açtı.
Karısının konutuyla ve çocuklarıyla ilgilenmediğini ileri süren kişi, meskende eşinden şiddet gördüğüne dair bilinmeyen kamera kayıtlarını da sundu.
Malatya Aile Mahkemesinde yapılan yargılama sonucunda MS hastası bayan, ‘eviyle ve çocuklarıyla ilgilenmediği, meskenin paklığını ihmal ettiği, eşine sopayla saldırdığı ve konutunu terk ettiği’ münasebetleriyle “tam kusurlu” bulundu.
Kadını erkekten daha fazla kusurlu kabul eden mahkeme, çocukların velayetinin babaya verilmesine ve bayanın kocasına 10 bin lira manevi tazminat ödemesine karar vererek çifti boşadı.
“MS hastası bayandan paklık beklenemez”
Malatya Aile Mahkemesinin verdiği karara itiraz eden Avukat İbrahim Halil Üğüdür, kararı Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesine taşıdı.
İstinaf dilekçesinde belgeye hukuka muhalif olarak sunulan kamera kayıtlarının karara temel alınamayacağını belirten Üğüdür, bayanın MS hastası olması, hastalığın kendisi üzerinde oluşturduğu tesirler nazara alındığında kendisinden fizikî olarak paklık yapmasının dahi beklenemeyeceğini aktardı.
“Müvekkilim temizlikçi, mesken de otel değildir”
Mahkemenin bunu kusur olarak değerlendirmesinin kabul edilebilir olmadığını dilekçede vurgulayan Üğüdür, “MS hastalığı müvekkilimizin bir tercihi değildir. Bu bir tercih olmadığı için bunun olağan tesirlerinin bayana kusur olarak yüklenmesi Uygar Kanuna da terstir. Ayrıyeten müvekkilimiz temizlikçi, konut de otel değildir. Davacı erkeğin en azından hastalığın atak yaptığı periyotlarda meskeni ve çocukları ile ilgilenmesi onun insani ve ahlaki görevidir” sözlerine yer verdi.
Dava açan koca, eşine 25 bin TL nafada ödemeyecek
Temyiz talebini kabul ederek Malatya Aile Mahkemesinin verdiği kararı inceleyen Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi, boşanma davası açan kocanın eşine 12 bin 500 TL maddi, 12 bin 500 TL manevi tazminat ile aylık 500 TL nafaka ödemesine hükmetti.
“Davalı erkek tam kusurludur”
Kararda, hastalığı ağır geçiren MS hastası bayanın hastalığı nedeniyle mesken işleri ve çocuklarıyla ilgilenememesinin bayana kusur olarak yüklenemeyeceğini aktaran 2. Hukuk Dairesi, hukuka muhalif olarak elde edilen CD’lerin kusur belirlemesinde dikkate alınmasının hakikat olmadığını belirterek, “Erkeğin bayanın babasından sıklıkla borç istediği, bayana ‘Sen mecnunsun, ailen seni bana yamadı, beni kandırdılar’ formunda hitaplarda bulunduğu anlaşılmaktadır. Yapılan bu tespit sonucunda davalı erkek boşanmaya sebep olan olaylarda tam kusurludur” tabirlerini kullandı.
İstinafın kararına itiraz eden karşı taraf kararı Yargıtay’a taşıdı. Kararı inceleyen Yargıtay 2. Hukuk Dairesi, itirazın reddine karar vererek kararı onadı. Daire kararda, “Bedensel ve ruhsal olarak konut işlerini gerektiği üzere yapmasının ve çocuklarıyla gereğince ilgilenmesinin mümkün olmadığı, bu sebeple kusur olarak yüklenemeyeceği” vurgusu yaptı.
“Karar kronik rahatsızlığı olan öbür çiftler için emsal teşkil ediyor”
Malatya Aile Mahkemesi’nin erkeği büsbütün haklı bulup bayanı haksız bulmasının önemli manada hukuka ters olduğunu aktaran avukat İbrahim Halil Üğüdür, “Yargıtay’da üst mahkeme olarak bu evrak içerisinde MS hastalığının bayana kusur olarak yüklenemeyeceğini, konutu ve çocuklarıyla ilgilenmemesinin bayanın kusuru olmadığını tabir etti. Bayana hükmedilen maddi ve manevi tazminat ile nafakayı onamıştır. Bu Yargıtay kararıyla birlikte lokal mahkemede verilen kararın kusurlu olduğu bir kere daha tescillendi. Bu karar MS hastası ya da kronik rahatsızlığı olan öbür çiftler tarafından de emsal teşkil ediyor” dedi.
“Hastalıkların sonuçları, bayana yahut erkeğe kusur olarak yüklenemez”
Müvekkili olan bayanın tedavinin hiçbir safhasından kaçmadığını söz eden Üğüdür, “MS hastalığının insan üzerinde oluşturduğu olağan üstü tesirler vardır. Bayanın bu tesirleri fizikî olarak aşması mümkün değildir. Bölge Adliye Mahkemesi ile Yargıtay’da bayandaki bu olağan değişimlerin bayandan kaynaklı olmadığına hükmetmişti. Bu karar öbür hastalıklar içinde emsal nitelik taşıyor. Zira mesela kanser hastası olan bir bayan ya da bir erkek için kanserin olağan sonuçlarının bayana yahut erkeğe kusur olarak yüklenemez. Yargıtay’ın ve istinafın verdiği kararı yerinde ve emsal nitelikte buluyoruz” dedi.